TASO YAPIM

H O Ş G E L D İ N İ Z...

30 Mayıs 2012 Çarşamba

Türkiye Üzerinde Oynanan Oyunlar(İTİRAF-4 Dvm.)

        Kar yağışı olmasına rağmen Belediye iyi çalışmış,yolları temizletmişti.Bir süre ilerledi ve köprüden karşıya geçti.Trafik sıkışıklığı kendini gösterdi.15 dakika boyunca beklemesine rağmen hiç bir ilerleme olmadı.Canı sıkıldı ve arabasında taşıdığı lap-topu açtı ve internetten gazetelere-son dakika haberlerine baktı."İstanbul'da eş zamanlı olarak yaşanan bombalı intihar eylemlerinde bu kez hedef toplu taşıma araçlarıydı.Hasar ve ölü sayısının çok fazla olduğu tahmin ediliyor" yazıyordu.Haberi okuyunca "şaşırmadım" diyerek kendi kendine güldü.Aynı zamanda patlamalar ona Amerika'da geçen Aralık ayında yaşadığı bir olayı hatırlatmıştı.Bombalı saldırı deyince aklına gelmiş,o yüzden gülmüştü.Lap-topunu kapattı ve yanına koydu.Arabasındaki özel olarak modifiye edilmiş müzik sistemini açtı ve Amerika lehine söylenen en sevdiği rap şarkıyı açtı.Sesini biraz verdi.Sigarasını yakıp,trafiğin açılmasını beklemeye başladı.Şarkıya eşlik ediyor,Timur'la beraber geçirdikleri günler,verdikleri konserler ve kızları peşlerinden koşturup,kendileri için kavga ettirdikleri günler geldi aklına.Bir an derin bir of çekti.Şarkı tam bitmek üzereyken trafik açılmaya başladı.Yavaş da olsa ilerliyordu.Hemen sigarasını söndürdü ve müziğe biraz daha ses verip,ilerlemeye başladı."Yüzündeki esrar perdesi,çözen adam çözer herkesi,Rafael bu dünyada şiddetin merkezi,peşini bırakmayacak bu rapin laneti.Asrın felaketiymiş bu,Rafael denilen o.çocuğu,dostu dosta düşman etmiş,buda Amerika'nın evancelist oyunu" diye şarkının son nakaratına eşlik etti."Lanet olası Amerika" diye arabanın içinde sesinin çıktığı kadar bağırdı.Yavaşda olsa arabasıyla ilerleme kaydetmiş,köprünün karşısına geçmişti.Bir süre açılan trafikte ilerledi.Etrafında patlamanın etkisiyle parçalanmış otobüsleri fark etti.Bir İ.E.T.T terminalinin önünden geçiyordu.Oradaki kalabalığı ve kargaşayı gördü.Şaşkın bir ifadeyle baktı ve yoluna devam etti.Çünkü ziyaretine geç kalmıştı zaten.Timur'un ziyareti sanki onun için patlamalardan daha önemliydi.Fatih'e gelmişti zorda olsa,tekrar bir trafik sıkışıklığı yaşanıyordu.Polis otoları,itfaiye araçları ek kuvvet olarak Bayrampaşa Metrosuna gidiyorlar,buda trafik sıkışıklığına yol açıyordu."Ah İstanbul,of,of,offf" diyerekten ellerini arabanın direksiyonuna vurdu sinirli bir tavırla.Telefonu çaldı,telefonun diğer ucundaki arayan eski dostlarından Cengiz'di.Cengiz,Timur ve Cenk ayrılmaz üçlü derlermiş eski sevgilileri onlara.Ama hayat işte hepsini ayırmış,şu anda ise çok az sıklıklarla görüşür olmuşlar.Zaten Timur'da cezaevinde olduğundan sadece ziyaret günlerinde görüşebiliyorlar.Cengiz ise ortağı olduğu ulaslararası bir şirket nedeniyle sürekli yurtdışına gidip geldiğinden görüşmek için zamanları fazla olmuyordu.Telefonu açtı;"hey ahbap sabah sabah hayırdır niye aradın,yok yok daha doğrusu sen beni ararmıydın ya,senin gibi bir dostum olduğunu unutacaktım az kalsın" dedi şakayla karışık kahkaha atarak."Bak sen öylemi düşünüyorsun" diyerek cevap verdi Cengiz."Şaka şaka Cengiz,sende her zamanki gibi alıngansın be dostum.Daha beni tanıyamadın mı?" dedi Cenk.Cengiz;"tanımaz olurmuyum ben sizi,sizi benden iyi tanıyan olabilir mi?,hele Timur'la beraber bir araya geldiğinizde tanıyamacak insan yoktur herhalde".Cenk biraz güldü ve ciddileşerek;"eee kardeş nasıl gidiyor işler,şu an hangi ülkedesin bakalım?.Havalar nasıl orada?.Valla burayı sorarsan şu küresel ısınma muhabbeti nedeniyle karışık,ne olduğu belli değil.Yani bir yağmur yağıyor,bir kafa büyüklüğünde dolu yağıyor.Bir bakıyorsun kar yağar,aradan 10 dakika geçmeden çok sıcak bir güneş çıkar vallaha.İklimler baya bir değişik buralarda".Cengiz biraz güldü ve "kardeş valla şu anda havaları sorarsan,senin dediklerini bende söylerim.Çünkü ben,çünkü ben" diye söyledi.Cenk;"ya adamı çıldırtma.Şu çünkü ben,çünkü ben diye bozuk plak gibi söyleneceğine,söyle artık Cengiz".Cengiz;"tamam tamam.Kızma abi.Cenk çünkü ben şu anda İstanbul'dayım".Cenk;ya beyefendi İstanbul'a geliyor ve bizim haberimiz olmuyor.Gösteririm ben sana".Cengiz;"Cenk daha yeni uçaktan indim.İngiltere'deki iş görüşmem iptal olunca bende hemen İstanbul'a geldim.İlk aradığım kişide sen oldun".Cenk;"demek öyle,hadi öyle olsun bakalım.Eee ne kadar kalacaksın İstanbul'da".Cengiz;"İngiltere'deki iş ziyaretimin programı 4 gün kadar sürmesi planlanmıştı.Bir hafta sonra Tel-Aviv'de bir iş ziyareti var.Yani ingiltere'deki programın iptal olması bana bir hafta tatil yapmamı sağladı.Biraz zarar edeceğiz;ama olsun dostum.Bir hafta İstanbul'dayım,akşama görüşelim.Ben evde olacağım,bekliyorum.Aaa mutlaka gel.Hani şu senin bana anlattığın Amerika olayı vardı ya onu tekrar dinlemek istiyorum".Çok konuştuğu için Cengiz,Cenk'e söz hakkı vermişti.Cenk;"ya sende ne çene varmış be kadın gibi dır dır dır.Allah Allah ya.Ulan bir açtın ağzını,biraz susta bizde konuşalım".Trafik açılmaya başladığı sırada Cenk,telefondaki arkadaşı Cengiz'le konuşmaya daldığı için önündeki araç 70 metre kadar ilerlemiş,bunu arkadaki araçların kornasına basmasıyla fark etmişti.(DEVAMI YARIN)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder